Âl-i
İmrân(*) Sûresinin 55 . Ayetinde
Hani
Allah şöyle buyurmuştu: “Ey İsa! Şüphesiz, senin hayatına ben son vereceğim.
Seni kendime yükselteceğim. Seni inkar edenlerden kurtararak temizleyeceğim ve
sana uyanları kıyamete kadar küfre sapanların üstünde tutacağım. Sonra dönüşünüz
yalnızca banadır. Ayrılığa düştüğünüz şeyler hakkında aranızda ben
hükmedeceğim.”
Âl-i
İmrân(*) Sûresinin 77 . Ayetinde
Şüphesiz,
Allah’a verdikleri sözü ve yeminlerini az bir karşılığa değişenler var ya, işte
onların ahirette bir payı yoktur. Allah kıyamet günü onlarla konuşmayacak,
onlara bakmayacak ve onları temizlemeyecektir. Onlar için elem dolu bir azap
vardır.
Âl-i
İmrân(*) Sûresinin 161 . Ayetinde
Hiçbir
peygamberin emanete hıyanet etmesi düşünülemez. Kim hıyanet ederse, kıyamet
günü, hıyanet ettiği şeyle birlikte gelir. Sonra da hiçbir haksızlığa
uğratılmaksızın herkese kazandığının karşılığı tastamam ödenir.
Âl-i
İmrân(*) Sûresinin 180 . Ayetinde
Allah’ın
kendilerine lütfundan verdiği nimetlerde cimrilik edenler, bunun, kendileri için
hayırlı olduğunu sanmasınlar. Hayır! O kendileri için bir şerdir. Cimrilik
ettikleri şey kıyamet gününde boyunlarına dolanacaktır. Göklerin ve yerin mirası
Allah’ındır. Allah yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır.
Âl-i
İmrân(*) Sûresinin 185 . Ayetinde
Her
canlı ölümü tadacaktır. Ancak kıyamet günü yaptıklarınızın karşılığı size
tastamam verilecektir. Kim cehennemden uzaklaştırılıp cennete sokulursa
gerçekten kurtuluşa ermiştir. Dünya hayatı, aldatıcı metadan başka bir şey
değildir.
Âl-i
İmrân(*) Sûresinin 194 . Ayetinde
“Rabbimiz!
Peygamberlerin aracılığı ile bize vadettiklerini ver bize. Kıyamet günü bizi
rezil etme. Şüphesiz sen, vadinden dönmezsin.”
Yorumlar
Yorum Gönder