Ana içeriğe atla

ÂDEM (a.s.)

İlk insan ve ilk peygambere ait isimdir. Allahû Teâla (cc)'nın kendisine indirdiği on suhüfla, ilk şer'î devleti kurmuştur. Kur'ân-ı Kerim'de: "Ey insanlar biz sizi bir erkekle, bir dişiden yarattık."ı buyurmaktadır. Bu âyet-i kerimedeki erkekten murad Hz. Âdem'dir.2 Aynca "İnsanlar tek bir ümmet idi" âyeti kerimesiyle ilk devletin İslâm devleti olduğu beyan edilmiştir.3 Zira ümmet, bir imama bağlanan toplumu ifade eden eli'timam (uymak) kökünden gelir. Hz. Âdem (as) ve çocuklarının ilk ümmeti teşkil ettikleri sabittir.

Âdem kelimesi Arapça değildir. Ademeh kökünden geldiğini kabul edenler, derinin iç yüzü mâziâsına geldiğini söylemişlerdir. "Âdem" kelimesinin edim'den geldiğini esas alan lûgat âlimleri, rengi sebebiyle bu şekilde isimlendirildiği kanaatindedirler.4 Edim Türkçe'de "Sahtiyan" karşılığıdır, bu da boyanmış deri mânâsına gelir. Âdem'in bu ismi almasının sebet;i, deriye benzeyen topraktan yaratıldığı içindir. Âdemoğlunun renklerinin muhtelif olması konusunda Resûl-i Ekrem (sav)'in izahı şöyledir: "Allahû Teâla (cc) Âdem'i yeryüzünün her tarafından aldığı bir tutam topraktan yaratmıştır. Bu sebeple alınan o toprak ölçüsünde, bir kısmı beyaz, bir kısmı siyah, bir kısmı kırmızı, bir kısmı sarı, bir kısmı da bunlar arasındaki renklerdedir. Bir kısmı yumuşak, bir kısmı kötü, bir kısmı temiz ve hoş olarak dünyaya gelmiştir."5

Allahû Teâla (cc), Hz. Âdem ve onun nesli olan bütün insanlardan "misak" almıştır. Bu bir anlamda, Allah (cc) ile insanlar arasında tahakkuk eden mukaveledir. Kur'ân-ı Kerim'de:

"Hani Rabbin Âdemoğullarından (insanlardan) onların sırtlarından zürriyetlerini çıkarıp kendilerini nefislerine şâhid tutmuş: `Ben sizin Rabbiniz değil miyim?' demişti. Onlar da: `Evet, (Rabbimizsin) şâhid olduk!' demişti. (İşte bu şahidlendirme) kıyamet günü: `Bizim bundan haberimiz yoktu' dememeniz içindir."6 buyurulmaktadır. İşte, Allah (cc) ile insanlar arasında tahakkuk eden bu mukavele sonucu insanlara hürriyet, mülkiyet, akıl ve diğer nimetler bahşedilmiştir.7 İslâm hukukundaki umumi kaidelerden birisi de: "İnsan için asıl olan hürriyettir"8 şeklinde ifade edilmiştir. Çünkü "misak" hürriyetin teminatıdır. Eğer İslâm'a karşı savaşırsa, Allah (cc) ile olan mukavelesini bozduğu için kölelik ortaya çıkar.9 Her insanm doğuştan zimmetinin (mukavelesinin) bulunması, lehlerindeki ve aleyhlerindeki haklara sahip olmada eşitliği gerektirir. Resûl-i Ekrem (sav)'in "Hiçbir çocuk yoktur ki, İslâm fıtratı üzerine doğmuş olmasın. Sonra onu annesi ve babası, ya yahudileştirir, ya hıristiyanlaştırır, ya mecûsileştirir, ya müşrik yapar. Nihayet o çocuk bunu dili ile açıklar; ya şükredenlerden ya küfredenlerden olur." 10 buyurduğu sabittir.

Muharref Tevrat ve İncil'de de, Hz. Âdem ile ilgili bilgiler mevcuttur. 11 Dolayısıyla ilk insanın Hz. Âdem (as) olduğunu kabul etmeyen kimse müslüman olamadığı gibi, hıristiyan ve yahudi de olamaz. Bu noktada başta Darwin nazariyesi olmak üzere değişik ideolojilere inananlar, "Dehriyyûn" hükmündedirler. Dehrîler, bütün peygamberleri ve kitapları inkâr ettikleri için kâfirdirler.12 Çünkü peygamberleri inkâr etmek, onları vazifelendireni de, (Mürsil'i) inkâr etmeyi beraberinde getirir. Brahmanistler de, peygamberlik müessesesini kabul etmedikleri için Hz. Âdem (as)'i inkâr ederler, bu sebeple kâfir hükmündedirler. I3 ·

Resûl-i Ekrem (sav)'in Veda Hutbesi'inde: "Ey İnsanlar! Hepiniz Âdem'in çocuklarısınız. Âdem ise topraktan yaratılmıştır." 14 buyurduğu hadis mecmualarında kayıtlıdır. Bu noktada, bütüri insanlar eşit olduğu için kavmiyet gururuna kapılmaları mümkün değildir. Eğer kapılırlarsa kitap, sünnet ve sahabe-i kirâm'ın icmaı ile sabit olan bir gerçeği inkâr etmiş olurlar. Kur'ân-ı Kerim'de "Andolsun ki, biz Âdemoğullarını üstün bir izzet ve şerefe mazhar kılmışızdır. Onlara karada, denizde taşıyacak vasıtalar verdik. Onlara güzel güzel rızıklar verdik, onları yarattığımızın bir çoğundan cidden üstün kıldık"15 buyurulmaktadır. Müfessirler insanoğlunun izzet ve şeref sahibi olduğunun bu âyetle sabit olduğunu, dolayısıyla onun bu vasfını hakir görmenin haramlığı üzerinde dururlar.16 Türkiye'de orta öğretim sıralarında "İnsanın maymundan geldiği teorisi" halen tekrarlanmaktadır. Bu başta Hz. Âdem (as) olmak üzere, bütün insanlara yapılan en büyük hakarettir. Çünkü insanlar, yeryüzünde Allah (cc)'ın halifesi hükmündedirler; emanet'i yüklenerek bu şerefe haiz olmuşlardır.

KAYNAKLAR
(1) Hucurat Sûresi, 13. (HBÇ Meâli, İst., 1959, c. II, sh. 949.
(2) İmam Kurtubi, el-Camü li Ahkâmul Kur'an, Kahire, 1967, c. XVI, sh. 340, Hz. Âdem ile ilgili âyetler: Bakara Sûresi: 31, 33, 34, 35, 37; Âl-i İmran Sûresi: 33, 59; Maide Sûresi: 27; Âraf Sûresi: 11, 12, 19, 26, 27, 31, 35, 172; İsra Sûresi: 61; Secde Sûresi: 26, 33; Rahman Sûresi:14.
(3) Bakara sûresi: 213. (HBÇ Meâli, c. I, sh. 57).
(4) Mehmed Vehbi Efendi, Hülasatü'l Beyan fi Tefsiri'l Kur'ân, İst.1966, c. I, sh. 364.
(5) İmam Burhanüddin ez-Zernuci, Ta'limü'I Mütealim, İst. 1980, sh. 2; ayrıca Hicret Gazetesi 22 Ekim 1979, Sayı 6, sh. 9.
(6) İmam Burhanüddin ez-Zernuci, a.g.e., sh. 2.
(7) A'râf sûresi:172.
(8) Molla Hüsrev, Mir'at el Usul fi Şerhi Mirkat el Vüsul, İst.1307, c. I, sh. 591.
(9) İbn-i Hümam, Fethu'l Kadir, Beyrut: 1316, c. IV, sh. 417; aynca İmam-ı Kasani, el-Bedai, c. VI. sh. 196.
(10) Sava Paşa, İslâm Hukuku Nazariyatı Hakkında bir Etüd, Ank.1956, c. II, sh. 339.
(11) Zebidî, Sahih-i Buhari Muhtasarı Tecridi Sarih Tercemesi ve Şerhi, Ank.1976 (4. bs c. IV, sh. 529, Had. No: 644; ayrıca Sahih-i Müslim, K.Kader, c. IX, sh.6854, Had. No.2658.
(12) Tekvin, bab:l, cümle:27, bab:2, cümle:21-23, bab:9, cümle:1-617.
(13) Gazzalî, Faysalu't Tefrika Beynel İslâm ve'z Zındıka, Mısr,1319, sh.27 vd.
(14) Ali b. Muhammed Kari el-Hirevi, Şerhu'ş Şifa, İst.1309, c.II, sh.515.
(15) İsra sûresi: 70
(16) Ebu'l Bereket en-Nesefi, Medarikü'l Tenzil, c. II, sh.322.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İbrahim, İshak ve Yakup

İbrahim, tektanrıcı dinlerin atası olarak görülür. Oğulları İshak (Sara’dan), İsmail (Hacer’den) ve onların neslinden gelenlerin Musevilik ile İslam’ı kurduğuna inanılır. Eski Ahit’in Yaratılış bölümünde anlatılanlara göre, İbrahim, Ur’da yaşayan ve o zamanlar Abram olarak anılan genç bir adamken, Tanrı ona görünür ve Kenan ülkesine doğru seyahat etmesini buyurur. Yaşı ilerleyince, İbrahim hiç çocuğu olmayacağı endişesine kapılır. Sonraları Sara olarak anılan eşi Sarai, kısır gibi görünmektedir. O nedenle Sarai, cariyesi Hacer ile İbrahim’in birlikte olmasına izin verir. Hacer, İbrahim’in ilk oğlu İsmail’i doğurur. Bunun üzerine Sarai, kızgınlık ve kıskançlığından, Abram’a Hacer ile İsmail’i kovdurur. Sonrasında Tanrı, Abram ile bir anlaşma yapar. Hizmeti ve sadakati karşılığında, Tanrı ona Sarai’den bir oğul verecek ve ondan büyük bir ırk doğacaktır. Kenan ülkesi de onların olacaktır. Bu anlaşmanın bir göstergesi olarak, Abram doksan dokuz yaşındayken adını İbrahim olarak, Sarai d...

Adab-ı Muaşeret (Ahlak Kuralları)

    ADAB     Ahlak,terbiye ve nezaket kuralları. Birini ziyafete davet etmek manasını ifade eden edeb, İslam'ın güzel saydığı söz ve davranışlardır. Bu itibarla edep, insanların kendisine davet olunan bilimum hayır, zarâfet, usluluk ve güzel ahlak demektir. Edeb, insanı ayıplanma ve kötülenme sebeplerinden koruyan nefsin köklü bir kuvvetidir.     Ayet ve Hadisler Işığında Adab-ı Muaşeretten Örnekler *** Herkese karşı tatlı dilli, güler yüzlü açık kalbli olmak. Allah iyi huylu güler yüzlü kimseyi sever. *** Herkes ile güzel görüşmek, halka eziyet vermekten sakınmak. "Müslüman diğer müslümanların elinden ve dilinden emin olduğu kişidir." *** Kötülüğe karşı iyilikte bulunmak ve halkın eziyetlerine karşı sabırlı olmak. Allah katında sıddîkların mertebelerine erişmek için zulmedeni affetmek, irtibatı kesenle irtibat kurmak esirgeyene esirgemeden vermek gerekir. *** Küskünlüğe, dargınlığa, düşmanlığa son vermek. Müslümanın müslümanla üç g...

Tevrat Hakkında Kısa Bilgi

Tevrat Museviliğin kutsal kitabını oluşturan kitapların ilk beşine veya “Musa’nın Beş Kitabı”na genel olarak verilen isimdir. Hıristiyanlar bu kitapları diğer Musevi metinleri ile beraber Eski Ahit olarak ele alırlar. Tevrat kelimesi aynı zamanda sözlü geleneklerin yanı sıra pek çok metni de kapsayan Musevi hukukunun tamamı için de kullanılabilir. Musa’nın Beş Kitabı, Musevi inancını yönlendiren 613 yasanın temelini oluşturur ve dünyanın en büyük üç tektanrıcı inancı –Musevilik, Hıristiyanlık ve İslam– için esastır. Kitaplar şu şekilde özetlenebilir: YARATILIŞ (Tekvin): Yaratılış hikâyesinin yanı sıra İsrailoğulları’nın, İbrahim, İshak ve Yakup ile ailelerinin tarihini de anlatır. ÇIKIŞ (Mısır’dan Çıkış): Musa’nın On Emir’i alması da dahil olmak üzere, Mısır’dan Kenan’a yapılan toplu göçü aktarır. LEVİLİLER (Leviticus): İbadet kurallarını ve usullerini içerir. SAYILAR (Çölde Sayım): İsrailoğulları’nın çölde yaptıkları yolculukla ilgilidir. TESNİYE (Yasanın Tekrarı): Musa’nı...