Kur’an, Müslümanlar’ın kutsal kitabıdır ve Tanrı’nın insanoğluna son vahyi olduğuna inanılır. Tanrı’dan (İslam’da Tanrı’nın adı Allah’tır) Cebrail melek vasıtasıyla Peygamber Muhammed’e (571-632), onun aracılığıyla da tüm Müslümanlar’a iletildi.
Kur’an 114 sure ve 6.234 ayet içerir. Hz. Muhammed’in okuma yazmasının olmayışından dolayı o, vahiyleri yüksek sesle söylemeli ve bunlar başka biri tarafından yazılmalıydı.
Kur’an’ın orijinal dili, Arapça’nın eski hâliydi. Arapça, ünlü harflerin olmadığı, ünsüz harflerden oluşan bir dildir; bu nedenle kelimelerin ve deyişlerin anlamları zaman içinde kolaylıkla kaybolabilir ve yeniden yorumlanabilir. Kur’an’ın eski şekline hürmet edilir ve Arapçası ideal dil olarak görülür çünkü Tanrı’nın konuşmasıdır (sözleridir). Ayrıca, Kur’an’ın gerçekten anlaşılması için her zaman Arapça olarak yazılması gerektiğine inanılır. Böylece, kutsal kitabın çevrilmiş versiyonları yalnızca özetler veya yakınlaştırmalar olarak kabul edilir.
Müslüman bilginler Kur’an’ı kendi içinde özel bir tür olarak dikkate alırlar. Çeşitli surelerde, Kur’an düzyazı, dize, kâfiye düzeni ve nakaratı andıran, hemen her biçimde ifadeler içerir. Tevbe Suresi hariç surelerin hepsi “Rahman ve Rahim Olan Allah’ın adıyla,” sözleri ile başlar.
Surelerin içeriği de büyük oranda çeşitlilik gösterir. Tanrı’nın doğası (varlığı veya mahiyeti) konusunda, insanın doğası ve kozmolojik öğretiler konusunda öyküleyici anlatıları, yasal ve ahlâki öğretileri, psikolojik öğretileri içerir. Kur’an kronolojik sıralamada yazılmadı, onun yerine ilk önce en uzun sureden başlayarak, surelerin boyutlarına göre ayarlandı. Ayrıca, Kur’an Hz. Muhammed’in Mekke’de ve Medine’de aldığı vahiylere göre bölünebilir. Mekke’de gelen sureler daha kısayken, Medine’de gelen sureler daha uzun ve yasal konular hakkındadır.
Sünnî İslam’a göre Kur’an, birinci halife Ebu Bekir zamanında kitap haline getirilmiştir. Çoğunlukla sözlü olarak anlatıldığından, Kur’an’ın birçok yazılı nüshası ortaya çıkmıştı. Resmî bir Kur’an oluşturmak için Ebu Bekir, birçok bilgini bir araya topladı ve parçalar hâlindeki metinleri bir standart versiyon hâlinde derledi. Bu versiyonu Arap imparatorluğunun önemli kentlerine yolladı. Diğer tüm versiyonlar Osman zamanında yok edildi.
EK BİLGİLER:
1. Kur’an’da, çelişki olarak yorumlanabilecek çeşitli noktalar vardır; ama Müslüman bilginler bu “hataların” sadece Tanrı tarafından Hz. Muhammed ve tüm Müslümanlar’ın takip edecekleri makul bir gidiş yolunu açığa çıkarma girişimleri olduğunu iddia ederler.
2. Kur’an’ı ezberleyen insanlar, “koruyucular” anlamına gelen “hâfız” (tekil) veya “huffaz” (çoğul) olarak bilinirler.
Kur’an 114 sure ve 6.234 ayet içerir. Hz. Muhammed’in okuma yazmasının olmayışından dolayı o, vahiyleri yüksek sesle söylemeli ve bunlar başka biri tarafından yazılmalıydı.
Kur’an’ın orijinal dili, Arapça’nın eski hâliydi. Arapça, ünlü harflerin olmadığı, ünsüz harflerden oluşan bir dildir; bu nedenle kelimelerin ve deyişlerin anlamları zaman içinde kolaylıkla kaybolabilir ve yeniden yorumlanabilir. Kur’an’ın eski şekline hürmet edilir ve Arapçası ideal dil olarak görülür çünkü Tanrı’nın konuşmasıdır (sözleridir). Ayrıca, Kur’an’ın gerçekten anlaşılması için her zaman Arapça olarak yazılması gerektiğine inanılır. Böylece, kutsal kitabın çevrilmiş versiyonları yalnızca özetler veya yakınlaştırmalar olarak kabul edilir.
Müslüman bilginler Kur’an’ı kendi içinde özel bir tür olarak dikkate alırlar. Çeşitli surelerde, Kur’an düzyazı, dize, kâfiye düzeni ve nakaratı andıran, hemen her biçimde ifadeler içerir. Tevbe Suresi hariç surelerin hepsi “Rahman ve Rahim Olan Allah’ın adıyla,” sözleri ile başlar.
Surelerin içeriği de büyük oranda çeşitlilik gösterir. Tanrı’nın doğası (varlığı veya mahiyeti) konusunda, insanın doğası ve kozmolojik öğretiler konusunda öyküleyici anlatıları, yasal ve ahlâki öğretileri, psikolojik öğretileri içerir. Kur’an kronolojik sıralamada yazılmadı, onun yerine ilk önce en uzun sureden başlayarak, surelerin boyutlarına göre ayarlandı. Ayrıca, Kur’an Hz. Muhammed’in Mekke’de ve Medine’de aldığı vahiylere göre bölünebilir. Mekke’de gelen sureler daha kısayken, Medine’de gelen sureler daha uzun ve yasal konular hakkındadır.
Sünnî İslam’a göre Kur’an, birinci halife Ebu Bekir zamanında kitap haline getirilmiştir. Çoğunlukla sözlü olarak anlatıldığından, Kur’an’ın birçok yazılı nüshası ortaya çıkmıştı. Resmî bir Kur’an oluşturmak için Ebu Bekir, birçok bilgini bir araya topladı ve parçalar hâlindeki metinleri bir standart versiyon hâlinde derledi. Bu versiyonu Arap imparatorluğunun önemli kentlerine yolladı. Diğer tüm versiyonlar Osman zamanında yok edildi.
EK BİLGİLER:
1. Kur’an’da, çelişki olarak yorumlanabilecek çeşitli noktalar vardır; ama Müslüman bilginler bu “hataların” sadece Tanrı tarafından Hz. Muhammed ve tüm Müslümanlar’ın takip edecekleri makul bir gidiş yolunu açığa çıkarma girişimleri olduğunu iddia ederler.
2. Kur’an’ı ezberleyen insanlar, “koruyucular” anlamına gelen “hâfız” (tekil) veya “huffaz” (çoğul) olarak bilinirler.
Yorumlar
Yorum Gönder